Web 2.0 dönemi dediğimiz; bloglar, sosyal paylaşım siteleri gibi interaktif mecralar, tamamen tüketici kitlesinin kendi öz içerik üretimini sağladığı, bilgi alışverişinde bulunduğu, kendi görüşünü ortaya koyduğu mecralar olarak ortaya çıkmıştır. Artık tüketiciler bilinçli davranıyorlar. Sorgulayan, denetleyen, daha kalitelisini isteyen bu tüketici kitlesine uygun stratejiler belirlenmelidir. İhtiyaç duyulanlara, kaliteli, yaratıcı, güçlü tanıtımlar ve hizmetler sunulmalıdır.
İnsanlar adı duyulmuş, talep oranı yüksek ve iletişimi güçlü isimleri daha çok tercih etmektedirler. Örneğin, son verilere göre dünya facebook kullanıcı sayısı 800 milyonu aştı, Türkiye’de ise yaklaşık 31 milyon her kesimden kullanıcısı olan, göz ardı edilmeyecek bir platform var ve bu durum bizleri strateji belirleme noktasında daha temkinli ve kreatif olmaya itiyor.
Kurgu esnasında benzer blogların iyi analizi ve diğer şirketlerin bu alanda varlığı önemlidir. Marka değeri yaratmak , bilinen ve tüketici tarafından öncelik oluşturmak istiyorsanız, bunun doğru bir strateji ve bu yeni medya mecrasını yakından tanıyan pazarlamanın iç dünyasını bilen, sorumlu kişiler tarafından etkin bir biçimde yürütülüyor olması gerekmektedir. Bunu en kısa zamanda , doğru analiz ve metodlarla sağlayabilen markalar, hala klasik medyada takılı kalmış markalara oranla her zaman pazarlama dünyasında avantajlı olacaklardır.
Bu noktada doğru bir çözüm ortağı ile çalışmak; markaya zarar vermeden hızlı ve güzel sonuçlar yakalamak, bilinirliği artırmak ve hedef kitlede iyi bir imaj bırakmak için önemlidir.