“SOSYAL MECRADA TAKİP DEĞİL PAYLAŞIMLARIN ETKİNLİĞİ ÖNEMLİDİR”
Dünya insanlığının bilişim teknolojisini en hızlı ve en etkili kullandığı ve bu teknoloji sayesinde sınırların ortadan kalktığı adeta koskoca bir köy görünümüne bürünmüş bir Dünya üzerinde insanoğlu.
Dünya insanlığının belki de altın çağı olarak adlandırılabilen bu çağa teknoloji alanında alt yapısıyla, yeterli uzman insan ve beyin gücü ile hazırsız yakalanan ülkeler bu koskocaman adı Dünya olan bu köyde teknolojik çöplüğü oluşturacaklar kuşkusuz.
Gençliğine her zaman güvenmiş ve çağdaş uluslar seviyesine yükselmede gençliğine görevler vermiş ve en önemlisi öğretmenlere “Cumhuriyet Sizden Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür Nesiller İster” diyen bir kurucu felsefenin oluşturduğu Cumhuriyet’te ve bilişim teknolojisinde üst düzey çalışmaları ile göz dolduran bir kurumu geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımız ziyaret etti.
AcerPro’nun yetkili ağızlarından olan Hanife Çilingiroğlu, arkadaşlarımızın soruları karşılığı Öğretmenim Dergisi adına Genel Müdürümüz Barış Kıvılcım’a şunları söyledi:
Ö.D-Sizi tanıyabilir miyiz?
H.Çilingiroğlu: Adım Hanife Çilingiroğlu, Acerpro’nun Satış Pazarlama Müdürü’yüm. İngilizce öğretmenliği mezunuyum ve şu an MBA eğitimime devam ediyorum. Kısa bir süre öğretmenlik mesleğimi yaptıktan sonra 2007 yılında AcerPro ailesine katıldım ve halen keyifle çalışıyorum. Özel yazılım çözümleri, tasarım çalışmaları, dijital pazarlama ve eğitim hizmetleri gibi pek çok alanda faaliyet göstermekteyiz. Online sigorta yazılımları gibi, sektöre yön veren önemli çalışmalara imza attık ve halen başarı ile yolumuza devam ediyoruz.
Ö.D-Bilişim Akademisi’ni sizden dinleyebilir miyiz?
H.Çilingiroğlu: Bilişim Akademisi 2013 yılında kuruldu. İlk eğitimimizi Uluslararası Sosyal Medya Derneği- USMED ile birlikte yaptık. Yaptığımız bu eğitimler için öğrencilerin geri dönüşleri oldukça güzel oldu ve tabi bu memnuniyet bizleri mutlu ediyor. Pek çok yerde Sosyal Medya Uzmanlığı konusunda eğitim veriliyor ama detaylı ve kullanıma dair ipuçları verilen, birebir örneklerin olduğu eğitimler verilmeyebiliyor. Bilişim Akademisi eğitimlerinin en önemli tarafı,workshoplar ile, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumları önceden görerek ve deneyimleyerek eğitimini almalarıdır diyebiliriz. Sosyal Medya ve Dijital Pazarlama Uzmanlığı eğitiminin 2.si 21 Nisan’da açılıyor. Ayrıca MVC 4 Yazılım Uzmanlığı eğitimi 07 Nisan’da başladı.
Ö.D-Sosyal Medyanın ülkemizdeki kullanımlarını değerlendirdiğimizde bizlere neler anlatmak istersiniz?
H.Çilingiroğlu: Biz sosyal medyayı ya çok dejenere ediyoruz ya da etkinkullanamıyoruz, oysa elimizde çok büyük bir kaynak var.
Türkiye’de 40 milyonun üzerinde internet kullanıcısı, 33 milyon kadar Facebook hesabı var. Sosyal medya ile insanlar sadece bilgiye ulaşmıyor aynı zamandabilginin doğru olduğunu da kontrol edebiliyor. Diğer bireylerle tartışarak doğru bilgilere ulaştığında, kendisine uygun olacak marka ve ürünler ile tanıştığında, kendi düşüncelerini başkalarına da ifade edebildiğinde sosyal medyayı olumlu yönde kullanılabiliyor diyebiliriz.
Facebook ile birlikte Twitter, Instagram, Linkedin gibi kullanım oranı yüksek ve önemli sosyal mecralar da bulunmaktadır. Her birinin kullanım alanı ve amacı farklı; örneğin Linkedin daha çok profesyonellerin bulunduğu ve iş dünyası ile ilgili paylaşımların yapıldığı bir sosyal mecra iken, Instagram fotograf ve kısa videoların paylaşıldığı ve bunlar üzerinden etkileşimin kurulduğu mecralardır. Örneğin Linkedinüzerinde etkin bir şekilde var olabilmek için, öncelikle kişinin bir amacı olmalı; bu bir ürün tanıtımı, insan kaynakları açısından değerlendirme, ya da profesyonel bir network kurup bilgiye ulaşmakta olabilir. Geniş bir network, alternatifli ve daha güzel seçenekleri önünüze sunabilir. Aslında özetle, kullanılan sosyal mecra ihtiyaca, ve beklentilere göre seçilmeli. Örnek olarak fotoğrafla ilgileniyorsam benim sadece Facebook üzerinde yer almam yetmez. Instagram ya da Pinterest bu konuda çok daha etkin ve yararlıolacaktır.
Sosyal Medya Uzmanlığı dersleri haftada üç gün, haftaiçi akşam saat 21.00-23.00 arasında online olarak veriliyor. Özellikle eğitimdeki algı ve ilgi seviyesini yüksek tutmak için bu saatleri tercih ettik. Günün yorgunluğunu bir miktar attıktan sonra öğrenciler kendi evlerinde bilgisayar başında canlı olarak eğitimleri alıyor. Eğitimler canlı olduğu için ders hocası ve diğer öğrencilerle iletişim kurabiliyor, sorularını sorabiliyor. Ayrıca bu eğitimler kaydedildiği için tekrar izlemek istediğinde sistemden girerek kayıtlı geçmiş eğitimleri dilediğinde izleyebiliyor. Dolayısı ile eğitimi kaçırmış olsanız dahi tekrarını istediğiniz zaman izleyebiliyorsunuz.
Ö.D-Kurumların takipçi sayılarının artmasını istemesi nedeniyle bu alanda profesyonel kişilerle çalışma yapmakta olduğunu biliyoruz. Takipçi sayısının getirisi ve götürüsü size göre nelerdir?
H.Çilingiroğlu: Evet, sosyal mecrada bir anda takipçi sayılarının çok fazla arttığını görebiliyoruz. Kurumlar ve tanınmış kişiler tabiri caiz ise bununla gövde gösterisi yapıyorlar. Ama bu işi iyi bilenler bu gerçekliğin ayrımına çok kolay şekilde varabiliyor. Sosyal mecralarda kaç kişinin takip ettiği değil etkileşimin ne kadar olduğu asıl önemli olan konudur. Kurumsal açıdan bakıldığında yöneticiler, öncelikle sayfanın takipçi sayısının ne kadar çok arttığını görmek isteyebiliyor. Ya da tanınmış isimler, kendi sayfasının ne kadar çok kişi tarafından takip edildiğini görmek ve bunu göstermek istiyor.Fakat özellikle etkileşim oranına ve ne kadar kişinin sizin paylaşımlarınızla ilgilendiğine dikkat etmek gerekiyor.
Ö.D-Bilişim dünyası içerisinde ülkemizin bulunduğu konum ve nokta ile AcerPro’nun bu sektördeki önemi nedir?
H.Çilingiroğlu: Bilişim ve yazılım dünyasında hızlı gelişen ülkeler arasında ön sıralardayız. Yalnız, şu an ülke olarak gerçek potansiyelimizi tam olarak kullanmadığımız da söz konusu. Potansiyeli artırmak ve verimli kullanmak için geleceğe yatırım yapmak gerekecek. Acerpro olarak biz işin bu kısmına odaklanıyoruz.Bilişim Akademisi geleceğe yönelik olarak başlatılan bir projedir. Amacımız bilişim konusunda uzmanlar yetiştirmek ve gelişime katkıda bulunmak.
Okullarda verilen eğitimlerin malesef yetersiz olması dolayısı ile, öğrenciler mezun olduktan sonra illa bir ek eğitim desteği almak zorunda kalıyorlar. Bazen bu bile yetersiz kalabiliyor, biz bu nedenle Bilişim Akademisi’ni bir başlangıç noktası olarak konumlandırdık. Hedefimiz bir Bilişim Üniversitesi kurmak olacak. Bu şekilde aslında temelden iyi eğitim vererek kaliteli yazılımcılar yetiştirmek istiyoruz.
Ayrıca maddi yetersizlikler nedeniyle yeteneklerini geliştiremeyen gençlerin açacağımız üstün yetenekliler okulu ile onların var olan yeteneklerini biçimlendirebilme imkânı sağlayacağız. Ve bu öğrenciler için bir burs programı oluşturulacak. Okulumuzda öğrenciler gerçek dünyanın gerektirdiklerini görsünler ve iş hayatına donanımlı ve bir üst basamaktan başlayabilsinler istiyoruz. Asıl amacımız bilişim alanında ülkemiz ilerlesin, bu alanda biz bir kapı açalım sonra bizimle bu işe gönül vermek isteyenler de devam etsinler.
Ö.D-Devlet okulları ile çalışmanız bulunmakta mıdır?
H.Çilingiroğlu: Şu an yok ama ileride olacak. Pek çok projemiz var ama şimdilik adım adım gitmek istiyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü bir kolokyumdüzenliyor. Bilişim Akademisi olarak bu kolokyumun sponsoru olduk. Zamanla diğer eğitim kademelerinde de çeşitli faaliyetler planlamaktayız. Sadece zaman ve iş akış planını iyi planlamamız gerekiyor.
Ö.D-AcerPro’nun benzer alanlarda faaliyet gösteren şirketlerden ne gibi farklılıkları bulunmaktadır?
H.Çilingiroğlu: Acerpro olarak birçok önemli proje gerçekleştirdik. Biz işin kalitesine önem veriyoruz. Proje teslim edilmeden önce Kalite Komisyonu’muzun testinden ve onayından geçer. Her branştan birer sorumlunun yer aldığı Acerpro Kalite Komisyonuen az hata ile kaliteli projeler teslim etmeyi hedefliyor.
Projelerimizde müşterilerimiz ile iletişim son derece önemli, düzenli toplantılar ile planlı ve verimli bir süreç oluşturmaya çalışıyoruz. Bir önceki dönemin raporlanması, bir sonraki dönemin planlanması hep bu düzenli toplantılarda yapılıyor ve en önemlisi, beyin fırtınası ile yeni fikirler üretebiliyoruz.
İşi baştan iyi anlayıp, düzenli olup sonucu başarılı şekilde getirmek hep kurumsal hedefimizdir. Maddi kısmından çok müşteri memnuniyeti bizim açımızdan daha önemli. Kendimiz için çok fazla reklam yapmıyoruz. Genelde referans yöntemi ile çalışıyoruz, yaptığımız işler ve müşterilerimiz bizim için referans oluyorlar, bu da bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
Ö.D-Size göre son yıllarda alışverişte tercih edilmeye başlanan E-ticaret siteleri güvenli midir?
H.Çilingiroğlu: Genel olarak güvenlidir diyebiliriz. Günlük yaşamda artık internet üzerinden alışveriş yapmak sıradan ve doğal bir süreç haline gelmeye başladı. Mutfak alışverişlerini bile artık websiteleri üzerinden yapıyoruz. Tabi bu duruma halen gardını gösteren kişiler de var. Burada ise güvensizlik başlıyor. İnternette yaşamış olduğu olumsuz bir deneyimi genelleyebiliyorlar. Türk halkı olarak önce dokunmak isteriz.Dokunmadan ve özellikle de kredi kartı ile alışveriş yapmak bazı insanlar için ütopik bir durumdur. Bu duruma rağmen son yıllarda internet üzerinden alışveriş oranı oldukça arttı. Bunda en çok da fırsat sitelerinin payı var diyebiliriz.
Genelde artık mağdur duruma düşmüyorsunuz, çünkü tüketici haklarını koruma kanunları bulunuyor. Websitesi uzun süredir yayında ise, belli bir bilgi birikimine ve güvenilirliliğe ulaşmış demektir. Büyük bir sermaye ve reklam kurgusu ile hayata geçen websitelerinin ise bu yola bilinçli olarak ve kapsamlı bir planlama ile çıktığını düşünürsek, yine güvenilir olduğunu varsayabiliriz. Önemli olan planlı ve doğru yönetim anlayışı ile devam ediyor olması.
Ö.D-Fatih Projesi ile tablet kullanımının yaygınlaşması hakkında neler söylemektesiniz?
H.Çilingiroğlu: Günümüzde her çocuk i-pad ile büyüyor ve ilgileri dağılmamış olduğundan ve odaklanmaları daha kolay olduğundan teknolojiye çok daha yatkın oluyorlar. Bizler bu kadar geniş imkanlar ile büyümediğimiz için bu gelişimi hayretle seyrediyoruz. Çocuklar yetişkinlere göre zihinsel boşlukları daha fazla ve ilgili konuya odaklanmaları çok kısa sürede olduğu için teknolojiyi çok daha yoğun bir şekilde deneyimleyerek kavrayabiliyorlar.
Fatih Projesi’nin amacı, bilgi toplumu yaratmak ve eğitimde teknolojiyi yararlı kılmak. Teknolojinin o yaşlarda kullanılması çok büyük bir avantajdır. Böylelikle değerli olan kişilere daha fazla değer katılabilir. Bundan dolayı proje amacına hizmet ediyor.
Merhaba,
Güzel bir röportaj olmuş. İngilizce Öğretmenliği mezunu olup, Satış Pazarlamada kariyer yapmak enteresan bir deneyim olsa gerek. Firma olarak yaptığınız işleri de inceledim. Gayet güzel işler yapmışsınız. Başarılarınızın devamını dilerim. İyi günler.
Merhaba,
Çok teşekkür ederim, İsmail Bey.
Satış ve Pazarlama ile Öğretmenlik aslında temelde benzerlik gösteriyor. Bu da keyif almayı ve başarılı olmayı sağlıyor.
Yorumunuz için teşekkür ederim, İyi Günler.